Hülagü Sen Kendini Kandır!...

TTK (Türk Tarih Kurumu) Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü 20 Haziran Cuma günü Hürriyet gazetesine bir röportaj vermiş ve sözde “İSTİFA” etmiş. İstifa nedenini de Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’yla ihtilafa düştüğü olarak ifade etmiş. İhtilafa ilk günden beri düştüğünüzü cümle alem biliyor Sayın Hülagü; adama sorarlar 2 yıldır aklın neredeydi diye? Hadi Hürriyet’i ve diğerlerini kandırdın, hadi bilmeyen okurları da kandırdın, ya bilenleri nasıl kandıracaksın? Olaya bakın görev sürem doldu, öyle yada böyle hizmet ettik diyerek gitmek zoruna gitmiş olmalı ki Hülagü’nün istifayı ve öğretim üyeliğine geri dönmeyi yeğlemiş kendine. Hâlbuki zaten görevli geldiği kurumdan 2 yıllığına görev alan Prof. Hülagü sürenin bitmesine 1 gün kala istifa ettiğini açıklıyor. Ve bu görevlendirmeyi dillendiren yüksek kurumuna da gider ayak ihtilafa düştük deyip gönderme yapıyor. Yemezler Hülagü… Sen kendini kandır! Tıpkı birinin selamının üzerine 1000 TL’lik işi 25000 TL’ye yaptırdığın gibi ve daha gün yüzü görmemiş asıllı asılsız yüksekten uçan projelerde olduğu gibi. Allah’ı kandırmaya gücün yetmez sende biliyorsun ama kulları ile oynamak hoşuna gidiyor. Bakalım bunun hesabını nasıl vereceksin mahşer günü! Selam olsun benden Hülagü’ye hem de “Ukalaca” bir selam, vesselam. Türk Tarih Kurumu adına da çok sevindiğimi söylemeden de geçemeyeceğim yani…. İnşallah hayırlı biri gelir kurumun başına da belki gidenlerden hesap sorar bu yapılanlar ne böyle diye! İlgili Haberler > Hürriyet’in Haberi: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26643634.asp > Habertürk’ün Haberi: http://www.haberturk.com/gundem/haber/959824-metin-hulagu-turk-tarih-kurumu-baskanligindan-istifa-etti > Anadolu Ajansı: http://www.aa.com.tr/tr/turkiye/347199–ttk-baskani-hulagu-istifa-etti >Sabah’ın Haberi: http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/2014/06/19/ttk-baskani-hulagu-istifa-etti > Milliyet’in Haberi:...

EGO Yanlış Cebe Girdi...

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “TÜRKİYE’de İLK” olarak belirttiği “EGO CEPTE” mobil uygulaması hem yanlış cebe giriyor, hemde yanıltıyor… “Nasıl mı?” Yaşadığım, hatta sık yaşadığım durumları sizinle paylaşayım.   Ego Yanlış Cebe Girdi! Otobüs durağına giderken yada otobüsü durakta beklerken uygulamayı açıp sorgu yaptığınızda (Özellikle durak favorilere ekli ise) yanınızda yada yakınınızdaki diğer yolcuların favori durakları “Ev, İş, Aşkım Ev, Annem,” gibi etiketleri ile birlikte bi anda sizin favori duraklarınızın yerini alıyor. Bu da benim tabirim ile “Ego Yanlış Cebe Girdi!” oluyor. Yani uygulamanın büyük bir açığı sayılır ki kişilerin özel bilgileri başka bir kişi ile paylaşılmış oluyor. *** EGO Şaşırtmacası! “Durakta Beklemeye Artık Son!” demiş büyükşehir belediyesi, fakat uygulama sapıtınca daha çok beklemek zorunda kalıyoruz, duraklarda tabir yerindeyse ağaç oluyoruz. Bir başka handikap ise; evden otobüse bindiniz Ulus’a gelirken aktarma yapacağınız durağın numarasını girdiniz. Düşüncenizde Ulus’tan otobüs geçmiş ise Sıhhiye yada Kızılay’ı aktarma olarak seçmek için böyle bir yol izliyorsunuz. Velhasıl 3 dakika sonra gelecek otobüse yetişmek için Ulus’ta iniyor ve  otobüsü beklemeye başlıyorsunuz. Ego cepte uygulamasında plakası ve servis numarası yazan otobüs geliyor. Fakat “EGO Servise Kapalı” yazıyor. Yani Sıhhiye’ye yada Kızılay’a gitsek belki daha az bekleyeceğiz çünkü aynı yöne giden bir çok Ego otobüsü var ama Ulus’ta tek olunca beklemekten başka çareniz kalmıyor. (Bahsettiğim Hatlar: 268, 530,538… gibi) Öneri: Uygulama ve Otobüs Durumlara daha entegre çalışmalı ve insanların özel etiketleri başkaları ile paylaşılmamalı,...

Nerede Bu Avaz Avaz Çığıranlar?...

Bir hayvanı aç görünce yerel yönetimlere saldıran, sahipsiz hayvanların hastalandığını görüp şu yetkili ne iş yapıyor diyenler sizden bahsediyorum. “HEYT…” diyen bir yapının içerisinde yer alan iki hayvanı acı çekerken görüpte fotoğraflayıp üç-beş karalayıcı cümle ile avazları çıktığınca bağırmaya çalışanlar neredesiniz?   Ankara metropolünde köpekler insanlara saldırıyor. Sahipleri yok madem bu hayvanları bu kadar çok seviyorsunuz neden sahip çıkmak yerine birilerinin sahip çıkmasını bekliyorsunuz?   Bizde hayvan besleyip, seviyoruz. Fakat hiçbir zaman bir hayvanı insandan çok sevmedik. İşte bu ince çizgiyi koruyarak hareket eden hayvan severlerdeniz bizde, ama bunu başaramayıp hayvanı insandan üstün görürcesine sevgi gösterisi yapanlar böylesi olaylarda toz duman oluveriyorlar. Bende birçok kişi gibi soruyorum; “Nerede Bu Avaz Avaz...

Dev Organizasyondan Arta Kalanlar

Geçtiğimiz Pazar günü Etimesgutlular dev bir organizasyonla eğlendiler, güldüler oynadılar… Songül Karlı ve Mustafa Yıldızdoğan’ın Etimesgutlu vatandaşlarla bir araya gelmesini sağlayan Etimesgut Belediyesi bu konseri “Engelliler Haftası ve Anneler Günü” için düzenlemişti. Muhteşem bir geceydi ki orada bulunan binlerce insan doyasıya eğlendiler. Fakat öyle bir sorumsuzluk örneği var ki bu dev organizasyonda eğlenmeye kendini kaptıran ve onların günü olan anneler; çocuklarını o kadar sıklıkla kaybettiler ki sunucu arkadaş her sahneye çıkıp mikrofonu eline aldığında kaybolan çocukların isimlerini sayıyor buda yetmiyor, sanatçılar şarkı aralarında kayıp çocuk anonsu yapıyor. *** Öyle bir şey ki 2010 yılının ilk aylarında gündemine damgasını vuran olaylardan biri olan “Kayıp Çocuklar” olmasına rağmen anne-babalar bir anlık eğlence için çocuklarını ihmal edebiliyorlar ki bunun en açık örneğini sadece 1 saatte 15’in üzerinde kayıp çocuk anonsu ile yaşamış olduk. *** İstasyon Caddesi’nden Gece Manzarası Etimesgut’un en işlek caddelerinden biri… Etimesgut, Elvantkent, Sincan gibi büyük yerleşim yerlerini bir birine bağlayan caddelerden bir tanesi İstasyon Caddesi. Cadde üzerinde bulunan işyerlerinin arasında modifiyeci, tuning malzemeleri satan ticarethanelere sıkça rastlamak mümkün. Reklam yapmak, ilgi çekmek satış yapabilmek için büyük bir avantaj. Neden bu işyerlerinin reklamlarından bahsediyorum, çünkü bu işyerlerinin tabelaların yanı sıra yola cepheli flaşörlü patlayan ışıklarla reklam yapmaları yol boyunca hem yayalara, hem de sürücülere zarar veriyor. Tabiki ürün sergilemek, reklam yapmak çok doğal ama bu yapılan trafiği kullanan insanlara zarar veriyorsa, bu bencillik sınıfına giriyor ve göz alıcı derecede onlarca flaşörlerin sıralanarak oluşturduğu ışık yoğunluğu anlık görme bozukluğuna neden oluyor. Kazaya sebebiyet verebileceği göz önünde bulundurulmalı ve daha duyarlı davranılmalı diye düşünüyorum. Yetkililerin gerekeni yapacağını umuyorum. “Aslına Huu.. Nesline...

Doğru İrade Farkı

Geçmişten günümüze süre gelen yol-suzluk hikayeleri, Kimi iftira, kimi gerçek… İşine geldiği gibi yorumlayan yazarlar, doğruları saptırıp objektif bakış bu diyerek yanıltmacı çalışmalar ve bu durumda sadece “çalışma” aşamasında kalıyor. Son yıllarda sıklığı aratan yolsuzluklar, çeteleşmeler, terör örgütleri gündemin hemen hemen hepsini kaplıyor. Belki yerel basın için aynı şey geçerli değil ama sonuç olarak gündeme gelen çeteleşme haberleri gündemi kapsayarak birçok olayı örtbas etmişse de öyle bir durum var ki Etimesgut gündeminin tepesinde…   Ne yaptın oğlum? Değerli okuyucularım bu paragrafta sizlere kısa bir hikaye ile sesleniyorum. Çocuğuk sokakta oynarken bir çakı bulur ve koşarak babasına gider; -“Baba, baba çakı buldum !” der, babası; -“Hani, nerede?” der; -“Yok” der babası tekrar sorar; -“Ne yaptın oğlum?” der ve çocuk cevap verir; -“Kaybettim baba” der. Sanki bir dönemlik serüvenin 1 yıl sonrasında bazı gerçeklerin ortaya çıkması gibi, haydan gelen huya gider…   İleri Görüş = Etimesgut Halkı 2009 seçimlerinin ardından geçen 1 yılında gündeme gelen usulsüzlükler ve buna benzer durumlar nihayetinde eski başkanın tutuklanması… Ve geçen 1 yıllık dönemde Etimesgut’un aldığı hizmet ve girişimler… Bu durumun oluşmasındaki en büyük etken şüphesiz Etimesgutlunun iradesidir. İleriyi Gören Etimesgutlunun kararının doğruluğu bir kez daha ispatlandı. İşte doğru iradenin...

Yaşayalım, Yaşatalım…...

Türk kültürü, eşsiz kültürümüz, beklide yarınlara kalacak en büyük mirasımız. Yarınlara bırakılacak en büyük değerlerden beklide ilki kültürümüzdür. En basit örneğiyle; bize önce küçülmeyi, küçük olmayı, mütevazılığı öğretir. Nasıl mı? İşte örneğiyle beraber; Gün: 27 Şubat 2010 Cumartesi Yer: Etimesgut Belediyesi Nikah Salonu Konu: “Safahat – Mehmet Akif Dönüyor… Ya Siz… Neredesiniz?” adlı tek perdelik oyun Oyunun başlamasına 40 dakika var, salonda yer kalmamış denecek kadar boş yer var, protokol bile oyunun sergilenmesine 15 dakika kala yerlerini almış durumda… Protokol yerini almış, benim gelecek olarak gördüğüm, yarınlar olarak gördüğüm kardeşlerim, öyle güzel yaşatıyorlar ki kültürümüzü; protokol öncelikli olmak üzere büyüklerinin ellerini öpüyorlar, saygılarını, sevgilerini anlatıyorlar, el öperken eğiliyorlar… İşte kültürümüz, işte Türk Kültürü… Dinimize göre el öpmek; el öpme ise ana-babaya, saygıya lâyık büyüklere ve hocalara karşı yöneltilen bir davranıştır. Bunların dışında herhangi bir menfaat için başkalarının elinin öpülmesi mekruh olarak görülmüştür. Türk kültüründe; Büyüklerle tokalaşmak yerine, büyüklere olan saygı belirtisi olarak kendimizi ifade ettiğimiz bir davranıştır. Eğilerek öpmek saygının derecesi gibidir… Önce mütevazılığı, saygı göstermeyi öğreten kültürümüz aynı zamanda sevgiyi tattırırken, yarın öbür gün onlara saygı görmeyi öğretecek, sevgilerini küçükleriyle paylaşmasını öğretecek.  Sergilenen oyununda anlattığı gibi, tarihimizi tanıyalım, tarihte yaşananları unutmayalım, kültürümüzü yaşayalım,...

1 Damla Su…

Son günlerde hızla artış gösteren olaylardan biride küçük çocukların kayıp vakalarının artışı… Yurt genelinde 1600’ü aşkın çocuk kayıpken, 1100’e yakını kız çocuğu olarak belirlenmiş. Diğer yandan 2010 yılı itibariyle Ankara’da oluşan kayıp çocuk vakası ise 42, bunların 11’i erkek, 31’i kız çocukları oluşturuyor. *** Her kaybolan çocuk, bir ailenin yüreğine ateş düşürüyor. Belki bir faydamız olurda 1 Damla Su olabilirsek kor olmuş yüreklere ne mutlu bize… Sevgili okuyucularım… Bu sayımızdaki köşemde sizlerle Ankara’da kaybolan çocukların bilgilerini paylaşıyorum. Detaylı bilgileri ve daha önceki kayıp vakalarını internet sayfamızdan (http://www.anadolununsesigazetesi.net) kayıp sorgulama sistemine girerek görüntüleye bilir, yanan yüreklerin belki de birini ferahlığa kavuştura bilirsiniz. *** Unutmayın ki onların yerinde bizde olabilirdik!   Yetişkin kayıplar ve Çocuk kayıpları için anadolununsesigazetesi.net’ten arama yapabilirsiniz…   Emniyet Genel Müdürlüğü Arama...

Esnaf Dediğin…

Her imalatta hatalar olabilir ve bu çoğu kez müşterinin kesesinden çıkan liralara mâl olur. Neyse asıl konumuza gelelim, 3 ay kadar önce bir ayakkabı aldım. Tabii ki tahmin edebileceğiniz gibi ayakkabıda problemle karşılaştım. Hem de üzerinden geçen 3 ay içerisinde yaptığım alışverişe dair herhangi bir belgeyi bulamadım ve ürünün fişi geçen süre içerisinde kaybettiğimi fark ettim. Bu durumda ne yapılabilir? Bence şansı denemek lazım. Şansımı denemek üzere ürünü satın aldığım mağazaya gittim. Gider gitmez ürünü aldığım arkadaş beni kolaylıkla tanıdı. Benim hatırlatmalarımla ürünü aldığım zamanı da hatırladı ve üründeki problemi gören yetkili arkadaş mağduriyetimi giderdi. Bir esnaf müşterisine karşı ilgili olmalı, tıpkı Kuzenler Kundura çalışanları gibi… İlgi ve alaka; 1 kez gördüğü müşterisini tanıya bilecek kadar alakalı, zamanını hatırlaya bilecek kadar ilgili ve en önemlisi de bu kısmı olsa gerek ki herhangi bir belge olmamasına rağmen müşteri mağduriyetini gidere bilecek kadar da tecrübeli, herkese tavsiye edebileceğim bir mağaza, en önemlisi bir esnaf. Bu arada bende Sıhhiye Köprüsü altında faaliyet gösteren Kuzenler Kundura’ya teşekkürlerimi dile getirmek istedim. Başarılarının devamını...

Terazisi Bozuk!

PTT’nin Etimesgut şubesine bağlı, 30 Ağustos PTT biriminin terazisi bozuk…! Geçen sayımızı okurlarımıza ulaştırmak üzere gittiğim 30 Ağustos şubesi yetkilisi her hangi bir sebep belirtmeden postaları kabul edemeyeceğini ve Etimesgut Merkez şubesine gitmemi söyledi. Sebep ise “biz alamıyoruz…” cevabı verilerek belirtilince, insan ister istemez 45 dakikaya yakın sırada beklemesinin üzerine böyle bir durumla karşılaşınca “bu nasıl Posta Telgraf Telefon şubesi?” “Posta şubesi posta kabul etmiyor.” İnsanın aklına bin bir türlü düşünce geliyor. Evet, bu olayın üzerine soluğu PTT’nin Etimesgut Merkez Şubesinde aldım. Postalarımın gönderim işlemleri tamamlandı. Sıra 30 Ağustos Şubesinde yaşadığım ve posta göndermek isteyen vatandaşların karşılaştığı soruna geldi. Müdürle görüşmek istediğimde, müdür vekili ve şube şefi olarak bir beyefendi gösterildi. Durumu anlattığımda terazinin bozuk olduğunu ve teknik servise başvuru yapıldığını öğrendim. Peki, çözüm bumu olmalı? Yoksa, Etimesgut gibi 400 bine yakın nüfusa hitap eden birimin yedek terazi bulundurup, bağlılarına gerekli lojistik desteği sağlaması mı? Tartışılır… Bu duruma er geç çözüm gelecektir, ama kabul edilemeyen postalar için artık çok geç, akıllarda kalıcı bir posta şubemiz...

Merhaba…

“Merhaba” (me’rhaba)  öyle bir söz ki “geniş ve mamur yere geldiniz”, “rahat ediniz”, “günaydın”, “hoş geldiniz” anlamlarında bir esenleşme veya selamlaşma sözü olarak kullanırız. Bu köşeden size ilk kez seslenen biri olarak: -Merhaba; Sevgili Anadolu’nun Sesi Gazetesi okurları… -Merhaba; Etimesgut halkı diyorum. Öncelikle; bana sizinle bu köşede buluşma imkanını sağlayan Anadolu’nun Sesi Gazetesi imtiyaz sahibi Sayın Nebahat Çalık’a teşekkür ediyorum. Elbette ilk gördüğümüz kişiler için aklımıza ilk düşen soru “Kim?” olur.  Kısaca bahsedeyim; 1987 yıllında Bolu’nun Gerede ilçesinde başlayan hayatım, ön lisans eğitimimi tamamlayana dek sürdü. Yüksekokulda okuduğum sıralarda basınla, basın hayatıyla tanıştım. Bolu’da haftalık yayın yapan; Bolu Haber Gazetesi, Hayat Gazetesi, Halkın Sesi Gazetesi gibi birçok gazetede köşe yazısı yazdım. Ayrıca Muhabbet-i Derya ismiyle, öğrenci derneği olarak çıkarttığımız bültende yönetim kurulu başkanı ve kurucu başkanı olarak başyazı yazdım. Sonrasında Gerede’de bir arkadaşımın ortaklığı ile günlük gazete çıkartmaya başladık. Yayın hayatına başladığından 200. sayısına kadar her sayfasına emeğim geçen Gerede Medya Takip Gazetesinde Rasat-Hane köşesinde her hafta Perşembe günleri okurlarımla buluşuyorken askerlik nedeniyle ve bir takım ekonomik problemlerden dolayı ara verdiğim basın ilişkisine, yine Rasat-Hane köşesinde ama bu kez Anadolu’nun Sesi Gazetesi’nden sizlere bambaşka bir köşeden “merhaba” diyorum. İnşallah ilerleyen zamanla birlikte gazeteniz Anadolu’nun Sesi’nde sizlerle bazen gündemden, bazen hayatın tam içinden, bazen de ilginç konulardan bahsederek sizlerle buluşacağım. Sağlıklı ve mutlu kalın… “Gönül ne çay ister, ne de kahve, gönül muhabbet ister her şey...