Hakkıdır, Hakk`a Tapan Milletimin İstiklâl!...

İstiklal Marşı’nı kaleme alan güzel insan Mehmet Akif Ersoy’u ve bu millet için istiklal yolunda şehit düşenleri bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz. Geçtiğimiz gün İstiklal Marşı’nın kabulünün yıl dönümü idi, tam 89 yıl geçti İstiklal Marşı’nın kabulünün üzerinden ve 89 yıl önceki o heyecan hala yüreklerimizi titretiyor. İstiklal Marşımıza ve Mehmet Akif’e şöyle bir derinden baktığımızda duygulanmamak mümkün mü? Çünkü o mısralarda bir milletin iman ve vatan aşkı, o milletin bir hilal uğruna yedi düvele kafa tutuşu ve esarete hayır değişinin haykırışı yatıyor. Verilen mücadelenin insanı bir mücadele olmadığını biz yine Akif sayesinde anlıyoruz. Çünkü bu mücadele insanlıktan nasibini almamış ileri medeniyetlerin teknolojisi ile Türk Milleti’nin Eliflerinin, kağnılarının mücadelesi, çünkü bu mücadele iman ile küfrün mücadelesidir. Bu mücadele nene hatunların mücadelesidir. Aslında kazanılan zaferin en güzel izahı da şu iki mısrada yatmaktadır; “Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,” Saygıyla, Mehmet Akif’i ve Tüm Şehitlerimizi Saygıyla...

Yaşayalım, Yaşatalım…...

Türk kültürü, eşsiz kültürümüz, beklide yarınlara kalacak en büyük mirasımız. Yarınlara bırakılacak en büyük değerlerden beklide ilki kültürümüzdür. En basit örneğiyle; bize önce küçülmeyi, küçük olmayı, mütevazılığı öğretir. Nasıl mı? İşte örneğiyle beraber; Gün: 27 Şubat 2010 Cumartesi Yer: Etimesgut Belediyesi Nikah Salonu Konu: “Safahat – Mehmet Akif Dönüyor… Ya Siz… Neredesiniz?” adlı tek perdelik oyun Oyunun başlamasına 40 dakika var, salonda yer kalmamış denecek kadar boş yer var, protokol bile oyunun sergilenmesine 15 dakika kala yerlerini almış durumda… Protokol yerini almış, benim gelecek olarak gördüğüm, yarınlar olarak gördüğüm kardeşlerim, öyle güzel yaşatıyorlar ki kültürümüzü; protokol öncelikli olmak üzere büyüklerinin ellerini öpüyorlar, saygılarını, sevgilerini anlatıyorlar, el öperken eğiliyorlar… İşte kültürümüz, işte Türk Kültürü… Dinimize göre el öpmek; el öpme ise ana-babaya, saygıya lâyık büyüklere ve hocalara karşı yöneltilen bir davranıştır. Bunların dışında herhangi bir menfaat için başkalarının elinin öpülmesi mekruh olarak görülmüştür. Türk kültüründe; Büyüklerle tokalaşmak yerine, büyüklere olan saygı belirtisi olarak kendimizi ifade ettiğimiz bir davranıştır. Eğilerek öpmek saygının derecesi gibidir… Önce mütevazılığı, saygı göstermeyi öğreten kültürümüz aynı zamanda sevgiyi tattırırken, yarın öbür gün onlara saygı görmeyi öğretecek, sevgilerini küçükleriyle paylaşmasını öğretecek.  Sergilenen oyununda anlattığı gibi, tarihimizi tanıyalım, tarihte yaşananları unutmayalım, kültürümüzü yaşayalım,...