Kutsal Görev

Ah be, ne zaman be… Yirmi olmuşum, yok yok asker, Zehir dediğim silahı elime verdiler, Biri vatana yan bakarsa tetiği çekiver dediler,   Bir bak silah elimizde, gözümüz düşmanda Şimdi ise kalemi silah edindim Satır-satır, mısra-mısra Hayatı yazıyorum   Askerlikte bitti… O günler de sudan hızlı akıp geçti İşte hayatın en güzel günleri de böyle gitti Eh yarında mezara kısmet   Bakalım o zaman kalem ne yazmış Hayat nasıl bitmiş Defterin rengi neymiş Kaderde ne varmış   Askerlik en kutsal görev Şehitlik en yüksek mertebe Aldanmak en büyük acı Hayat en zor...

Ey Dostum

Bir dostum sensin, Paylaşılanlardan anlarsın Derdin büyüğü bende oldukça dolar taşarsın Evet, sana diyorum, çünkü dostumsun Bir mısra değil binlercesini seninle paylaşıyorum Ta ki mürekkebin bittiği yere kadar seninleyim Hasretimde, mutluluğumda, umutlarımda seninle dostum Yarından umutlu olmam için seninleyim Hayatımı yaşamak için umutlarımlayım “O”nu bulamadığım için hasretlerdeyim Mutlu olabilmek için EY DOSTUM...

Adı Hayat

Topraktan gelenler toprağa dönüyor, İçten içe yiyip bitiren bu acı bitmiyor, Yârimi kaybettim bu ateş sönmüyor, Tüten sevda bacasından ateşler çıkıyor.   Bu deli gönül vazgeçemiyor, Kör olmuş sanki kimseyi görmüyor, Derdine devayı yalnızlıkta buluyor, Felek kurmuş çemberini kurmuş, dönüyor.   Bir tek dönmeyen sevdam kalıyor. Allah vermez kuluna çekemeyeceği çileyi, Derdi veren dermanını da veriyor, Yalnızlık Allah’a mahsus   Eş-dost olmadan yaşanmıyor, Kalbe düşen bir anlık gaflet, yutuyor. Dünya hayatı seni de beni de bitirip gidiyor, İrem bahçeleri iman dolu fanileri bekliyor,   Yanılıp, düşenlere zebanilerde acımıyor. Hayat bunun adı bitip,...

Firari

Kaçıyorum; gönül firarda Aşkımı yaşatmak, Hayatta kalmak Arzularımı umutlarıma bağlamak için.   Kaçıyorum; gönül firarda Dostlarımı kalbime Nefretimi toprağa Bedenimi yalnızlığa gömüp   Kaçıyorum; gönül firarda Arkama bakmadan koşuyorum Bir yığın sevgiyi bırakıp Az biraz...

Dua

Bir de kedilere nankör derler Beni terk edip gitmediler Her verdiğim lokma için Akşamları camımı beklediler   Mahalledeki köpekler bile Hep yüzüme havladılar Ben yokken mertliklerini bozmadılar Ağızlarını bile açmadılar   Sen ne yaptın, Verdiğim sevgiye Gösterdiğim şefkate Layık olamadın   Köpekler kadar şerefli olup da Bir yüzüme konuşamadın Kediler kadar sadık olup da Sevgime değer veremedin   Tattırsın Allah’ım Aynı duyguları sana Bu bir beddua değildir, Sana edilecek en güzel...