Yerel Seçim 2014’ün Siyaset Perdesi Özeti…

Kısaca “Siyaset”, “2014 Seçimleri”, “17 Aralık”, “Paralel Yapılanma” gibi gündemin ana maddelerinin insanları karmaşaya, kargaşaya ve de kaos ortamına sürüklediği şu günlerde vatandaşın, esnafın, kobilerin, dev şirketlerin ve de resmi kurumların hikayelerini özetleyecek olursak şöyle bir Türkiye tablosu ile karşılaşıyoruz:

–          Vatandaş; bölünmeye yer arayan, fırsat oy-planlamasikollayan bir millet gibi görünen “TÜRKİYE” topraklarının sahipleri… Her an bölünecekmiş gibi, bir birine düşman gibi, takım tutar gibi parti tutan, gol diye bağırır gibi oy diye yırtınan bir yapısı varmış gibi hareket eden bu vatandaşımız aslında birliği ve beraberliği müthiş bir şekilde istediği zaman gösterme yeteneğine sahip. Tuttuğu partiye ve liderine, başkanına laf söyleyen oldum mu bütün adet, örf ve vicdani duygularını bir kenara bırakıp sanki “MANKURT” gibi davranarak vatan için, millet için, devlet için birlik ve beraberlik göstermese de parti için, lider için, başkan için haklı haksız, doğru yanlış, iyi yada kötü ayırt etmeden bütünlüğünü sağlayabiliyor.

 

İşte olayda burada başlıyor ya zaten; vatandaş dediğin önce devletini tartacak, milletini tartacak, geçmişi, bu günü tartacak, kıyaslayacak, dünyaya bakacak, ülkesine bakacak, analiz edecek… Ve daha birçok etkeni ele alacak ki sonra projeleri, partileri, liderleri, başkanları savunacak. Tabi bu Türkiye şartlarında biraz zor ki burada insanların vicdanları değil keseleri esir altında, keselerde hem vicdanları hem de geleceğini esir altına almış durumda.

 

Velhasıl tamahkâr olmuş bir milletin variyetini ortaya koyması mümkün değildir. Bu durumda siyaset denilen var olamayan varlığın yapı taşı insan denen varlığın görevlerini yitirmesi sonucu olarak yok olduğunu düşünüyorum. Bugün siyaset değil, siyasetçilik oyunu oynanıyor. Çocukların evciliği gibi…

 

İşte vatandaş denilen yapı taşının hikâyesi bugün buradadır. İnşallah o derin ve horultulu rüya uykusundan bir gün uyanı verirde siyaset kavramı da eski saygınlığını ve itibarını kazanı verir

 

–          Esnaf; ekonomi dediğimiz ülke sermaye ve para sirkülasyonunun en küçük birimidir. Tıpkı tarladaki tek bir tohum gibi… Binlerce başağın bir araya gelip değirmene gidişinin hikâyesi gibi… Esnaf seçim sürecini hiç sevmez çünkü son seçimlerde ülke bir kargaşaya girer, işler azalır, döviz ve altın değerlenir,  liramız değer kaybeder, politikacılar birbirleri ile atışır, vatandaş izler… Yani esnaf ağlar, politikacı didişir, e peki bu duruma gülen kimdir? Neyse ki bu popüler sorunun cevabını da siz verin.

 

–          Kobi ve şirketler her zaman olduğu gibi bu durumdan kendimize ne pay çıkartırız derdinde koşturmacalarına bir yenisini daha eklerler. Her zaman olduğu gibi fakat son yıllarda bu durum değişmeye başladı ki en büyük zararı kobiler ve dev şirketler görmeye başladı. Kobilerde, şirketlerde siyaset dönemini pek sevmiyor anlaşılan.

 

Tüm bunların sonucu olarak biz istiyoruz, hak yerini buluyor. Rabbim istemezse yaprak kımıldamazmış, bakalım “Mevla neyler, ne eylerse güzel eyler…”